Birilerinin dünyamız için yazdıkları, insanlığın sonu olma hevesindeki bu senaryoların sonuç arifesindeyiz. Senaristlerin şaha kalktığı bu zaman diliminde memnuniyetlerini görememek de kabul edilemez aşikarlığında. Memnunlar, çünkü son ürün füzelerden tam isabet ; can veren bebeler sonrasında gözyaşlarıyla anneler…
Ne kadar bağımsız olduğumuz iddiasındaysak da bu olaylardan bağımsız düşünemiyoruz ülkemin serin yaz akşamlarındaki romantizmini.
Sayalım;
İçerdeki kuklaların ticari ahlaksızlıkları…
Türk milletinin istikbaline sebep kişiliksiz sözleşmeler…
Köyün delisi rolündeki yöneticilerin gamsızlığındaki ihanet…
Mesala;
Diyelim ki Irak’ta bir Türkmen öldürüldü. İşbu, Türkiye’ye sıkılmış bir mermidir siz bunun farkında olmasanız da.
Diyelim ki Filistin’de bir mazlum öldürüldü. İşbu, Türkiye’nin varlık mahiyetine bir küfürdür siz bunun farkında olmasanız da.
Bu senaristler dünyayı bir bilgisayar oyununa sıkıştırıversinler, bizdeki küçük enişte rolündeki zevatların kuru kabadayılığı da fon olarak kullanılmakta. Bilirim yurdumun akl-ı selim insanlarının bu durumdan rahatsızlığını. Henüz analizi bile tam olarak yapılamamış Musul olayı dursun kenarda, içerideki koltuk rüyası ve umumun saadetinden çok kendi aile saadetini düşünen yöneticilerin varlığı; ne kadar da can sıkıcı değil mi?
Şimdi;
Tek plan yapıcı…
Ve bütün şeytani planları yok edecek güce sahip “O (c.c)” ki, bunun farkında olan insanların yaşadığı bir ülkede yaşıyorum şükürler olsun!
Ülkemde muhafazakar postuyla ortaya çıkmış sipariş yöneticilerin başarılı olamayacağını biliyorum şükürler olsun!
Aynı şahısların hilekar esnaflığıyla köklü bir ülkenin yönetilemeyeceğini bilenlere selam olsun!
Ne zaman ‘şu, bu devlet veya şunun, bunun ülkesi’ saçmalığından kurtulup ‘ Türk Devleti’ olgunluğunda kucaklayıcı bir kanal açılırsa işte o zaman bizim günümüz olacaktır, dünya mazlumlarının günü olacaktır.
Selametle…