Unuturuz her şeyi. Öyle bir unuturuz ki yaşanmışlıklar uzaklarda kalır, görülmemek üzere gömülür kuytu köşelere. Gözden saklayarak kandırırız kendimizi çoğu zaman. Unutmak… Gerçekten unutmak mı peki¿ Aslında biz alıştık kendimizi kandırmaya. Çünkü bu iyi geliyordu bize. Çünkü inanmak istiyorduk her şeye olduğu gibi buna da… İnanmak zorundaydık. Yük gibi görünen her şeyi unutmaya çalışmadık mı sanki yıllarca¿ Peki ama başaramadıkta ve bilincindeydik başaramadığımızın. Bu karmaşadan çıkardığım tek şey unutmak ya da hatırlamak, hiç biri değil. Biz insanlar yolunda gitmeyen şeyleri yolunda göstermeye hep merak sarmış durumdaydık. Halbuki öyle olmadığını da biliyorduk. Duygularımız ağır geldiğinde bizim için bir kaçıştı belki de kim bilir. Doğru ya bir de kaçmak vardı. Peki ya nedir bu çaba¿ Nedir bizi sürekli yorgun düşüren şey, nedir bunca emeğe rağmen hep bir gizleme girişimleri, nedir bıkmadan usanmadan oyuncusu bile olmadığımız filmde kendimize ayırdığımız rol¿ Kabul edin yorulduk hem de öyle bir yorulduk ki iliklerimize kadar işledi bu yorgunluk… Her şeyi kendimize söyledik ama bunu es geçtik…