Ülkemizin her yanında öyle kadınlar ve yaman adamlar vardır ki tanıyana parmak ısıtır.Tamamı becerikli ve tatlı dillidir.
Her kavga, onlar çıkagelince biter. Nişanlarda, düğünlerde, hatta cenazelerde onları en önde, yorulmaz incinmez, koştururken görürsünüz.
Bilmedikleri yoktur.
Hayran olunacak kadar da olgundurlar.
***
Onlar bir kız istesin de alamasın; mümkün değildir. Hep orta halli, hatta yoksul bir hayat süren bu insanlar, kati’yen para pul derdine de düşmezler.
İnadına fedakardırlar.
Gece yarısı kapılarını çalabilir, onları ayağınıza çağırabilir, her konuda yardımlarını isteyebilirsiniz. Türkiye, işte bu tür insanlarla gözüme daha bir zengin gözükür!
***
Gene hayrettir ki bu insanların öfkesi, ikazı, itirazı kati’yen göze batmaz. Onlar, her işi bilmek kadar her sözü sıcaklaştırma hünerlerini de tıpkı bir nişan gibi üzerlerinde taşır dururlar.
***
Bol kıssa bilirler sonra…
Her hadiseye bir atasözüyle yol verir ya da gerekiyorsa fren olurlar. Bir mecliste o insanlardan biri varsa oraya kaygı erişmez. Onların olduğu mekan aydınlıktır. Hiçbiri ilkokuldan öte tahsil görmediği halde esnafca, eşrafca, okumuşlarca ciddiye alınıp saygı duyulurlar. Hallerinden bir gün olsun şikayet etmeyen, dahası, her yana huzur ve güven taşıyan bu edep ve irfan erleri, dünya tatlısı bu insanlar, Türkiye’mizin çimentosudurlar.
***
Onları vaktinde tanıyın.
Arayın onları…
Onlar bizim otuz asırdır iz’an süzgeçlerinden süzügelen en helal karlarımızdır, tahtsız-taçsız önderlerimizdir. Samimiyim!
Bu insanlar, bizden çok daha yukarılarda ve “çıt”sız gezinirler..