2016 yılı kitapseverler için dolu dolu geçti. Kimi zaman kapağı bile açılmayan kitaplar Instagram‘da kahvenin yanında belirdikten sonra bir köşeye atıldı. Kimi zamansa cümlelerin altı çizile çizile elden bırakılmadı…
Türk Edebiyatı ise birbirinden güzel eserlere kavuştu. Orhan Pamuk yine çok tartışıldı! Şule Gürbüz eleştirmenleri ikiye böldü. Öykü ve deneme türlerinde yapıtlar okuyucularla buluştu. Ölü toprağını atan Türk şiiri ise altın senelerinden birini yaşadı.
Sizin için bu senenin en sevilen “yerli” 30 kitabını seçtik. Farklı türlerdeki yapıtları okuma listenize ekleyebilirsiniz…
Kütüphaneniz hep dolu olsun! İyi okumlar!
Not: Kitapların tanıtım bültenleri D&R‘dan alınmıştır. Sıralama kişisel olmakla birlikte, eleştirmenlerin yorumları ve satış rakamları göz ardı edilmemiştir.
1. “Kuşlar Yasına Gider”, Hasan Ali Toptaş
2. “Körburun”, Hikmet Hükümenoğlu
Körburun, hem uzak hem yakın bir ada… Sapa, içine kapalı ama bir o kadar da yakınındaki anakaranın uzantısı. Kuşaklardır gözden ırak, ağır akan yaşantısı aslında hiç yabancısı olmadığımız bir öykü anlatıyor bize. Eski, “ah ne güzel komşularımız” ile geçen günlerden gittikçe kendi içine kapanan, içine kapandıkça da kendi kurallarındaki dayatmacılığın sertleştiği bir yaşamın adım adım örüldüğü Körburun’da gürültülü şeyler hakkında susulur, günlük sesler ise uğultuya dönüşür.
Hikmet Hükümenoğlu, üç kuşağın aşklarını, hırslarını, düş kırıklıklarını anlattığı Körburun’da “büyük roman”ı deniyor ve bizi öykünün bireyi aştığı yere bakmaya yönlendiriyor.
(Tanıtım Bülteninden)
Tür: Roman
Sayfa Sayısı: 592
Yayınevi: Can Yayınları
3. “Kırmızı Kazak”, Meltem Gürle
Meltem Gürle’nin denemelerini de okumanız uzun sürecek, ara vereceksiniz, döneceksiniz, yeniden durup yeniden başlayacaksınız. Oturacaksınız, kalkacaksınız, araya başka kitaplar girecek. Elinizdeki kitabın kopyası eskiyecek ama okuduklarınız değil. Bu denemeler kendileri eskimeyecekleri gibi eskiden okuduklarınızı da tazeleyip yenileyecek.
(Tanıtım Bülteninden)
Tür: Deneme
Sayfa Sayısı: 424
Yayınevi: Can Yayınları
4. “Kırmızı Saçlı Kadın”, Orhan Pamuk
Yoksa kaderimizi çizen yalnızca tarihin ve efsanelerin gücü müdür?
Orhan Pamuk, Yapı Kredi Yayınları’ndan çıkan yeni romanı Kırmızı Saçlı Kadın’da bizi otuz yıl önce İstanbul yakınlarındaki bir kasabada liseli bir gencin yaşadığı sarsıcı bir aşk hikâyesiyle, büyük bir insani suçun peşinden sürüklüyor.
(Tanıtım Bülteninden)
Tür: Roman
Sayfa Sayısı: 204
Yayınevi: Yapı Kredi Yayınları
5. “Öyle miymiş?”, Şule Gürbüz
(Tanıtım Bülteninden)
Tür: Roman
Sayfa Sayısı: 198
Yayınevi: İletişim Yayıncılık
6. “Müptezeller”, Emrah Serbes
Müptezeller, uğultuların, yoksunluğun ve kaybeden delikanlıların romanı. Lime lime, ufalanarak. Emrah Serbes, kenarların soluğunu, dünyaya katlanamayan, kendine gömülen çocukları haykırarak anlatıyor. Yaz biter, güz biter, hep kış gelir.
(Tanıtım Bülteninden)
Tür: Roman
Sayfa Sayısı: 163
Yayınevi: İletişim Yayıncılık
7. “Sincaplı Gece”, Cem Akaş
diye soruyorum parmağımla omzunu ittirerek.
“Ha? Biliyorsun değil mi?”
Ses çıkarmıyor.
Kafasına kalan bütün kuvvetimle bir tokat yapıştırıyorum.
Ses çıkarmıyor.
“Bittin oğlum sen,” diyorum.
Öylece oturuyoruz.
Kapalı kadın. Mucit zeka.
Zor aşk. Bilinmeyen aşk. Taammüden ihanet.
Ne biçim türkiye. Ruhu olanlar olmayanlar.
Olaylar olaylar.
Dikkat, çarpar.
(Tanıtım Bülteninden)
Tür: Roman
Sayfa Sayısı: 208
Yayınevi: Can Yayınları
8. “Aşk İçin Ne Yazdıysam”, Murathan Mungan
-Murathan Mungan-
(Tanıtım Bülteninden)
Tür: Şiir
Sayfa Sayısı: 160
Yayınevi: Metis Yayıncılık
9. “Seyrek Yağmur”, Barış Bıçakçı
Rıfat, zamanımızın bir kahramanı gibi, bir niteliksiz adam gibi, bir aylak adam, bir lüzumsuz adam gibi, bir “R.” gibi, geziyor hayatın içinde. Hayat, arada Rıfat’ın dükkânına da uğruyor. Rıfat, filmleri, kitapları, hayalleri, fikirleri, dertleri, mes’eleleri de geziyor. Ortaya sorulmuş soruları üzerine alınıyor, bazı. Neyin peşinde bu adam?
Rıfat, bir hikâyenin içinde midir, anlamaya çalışıyor, insanın bir hikâyenin içinde olduğunu anlamasının yolunu arıyor… Seyrek yağmura şemsiye açılır mı?
(Tanıtım Bülteninden)
Tür: Öykü
Sayfa Sayısı: 100
Yayınevi: İletişim Yayıncılık
10. “Yaşıyoruz Sessizce”, Şükrü Erbaş
Birisi alıp götürdüğün, öteki bırakıp gittiğin.
Bu kitap, bizim sagu, mersiye, ağıt geleneğimize, göç edeni de burada tutan, yaşatan yepyeni bir özellik getiriyor. Üç kadim kavram, yaşamın üç büyük izleği, aşk, yalnızlık ve ölüm, şiirden şiire iç içe geçerek birbirinin kapısını çalıyor. Sonra üçü birlikte gelip hepimizin hayatına doluyor. Yaşıyoruz Sessizce, aşkın, emeğin ve dünyanın ölümle bir daha yüceltildiği bir varoluş simyası.
-Şeref Bilsel-
Sarkaç durdu. Kapı yok.
Ayna buğulanmıyor.
Tanrı bitti.
Ölüm değil büyük ceza
Her zerresi yalnızlık
Bir dünyayı sevmek hâlâ.
Ayrılık burcum…
Parmaklarım birer mihrap çırası
Gövdem bitene kadar tüteceğim başında
(Tanıtım Bülteninden)
Tür: Şiir
Sayfa Sayısı: 84
Yayınevi: Kırmızı Kedi
11. “Ev Anası”, Birgül Özcan
Birgül Özcan, Ev Anası’nda zekası, hüneri ve emeği ile hapsedildiği alanları aşan, kalıplara, slim fit bedenlere, hanımlık müessesesine sığmayıp taşan kadınları esprili ve gerçekçi bir üslupla anlatıyor.
“Katlanmak bilmeyen lastik çarşafların, kalorifer petekleri üstlerinde kurutulan çorapların, vitrinlerde misafiri bekleyen kristal bardakların, kapı arkalarında rulo yapılmış halıların, battaniyeye sarılı yoğurt olmayı bekleyen mayalanmış süt dolu tencerelerin, Vita kutularında sardunyaların, varis çoraplarının, buzluk böreklerinin ve altın günü lobisinin müellifleri ev analarının mutfaklarda, dolap içlerinde, çekmece diplerinde güvelenmeye terk edilmişken fark edilip tezgâh üstüne çıkarılmış hikayesi…”
(Tanıtım Bülteninden)
Tür: Roman
Sayfa Sayısı: 115
Yayınevi: Sel Yayıncılık
12. “Baştankara”, Sine Ergün
Sine Ergün, okurumuzun yakından takip ettiği öykücülerimizden biri. Kısa ve etkili öyküleri, hayata, yaşadığı kente ve çevreye farklı bakışıyla hemen öne çıkıyor. Baştankara’da yeni öykü alanlarına giriyor; gerçekliğin kırıldığı, ruhsal durumların daha derinine inilerek incelendiği, bilinçaltının anlık çakımlarına kulak verilen kısa öyküler bunlar. Dikkatle okunması gereken, konuşulacak bir öykü kitabı Baştankara.
(Tanıtım Bülteninden)
Tür: Öykü
Sayfa Sayısı: 80
Yayınevi: Can Yayınları
13. “Tanrının Yükseklik Korkusu”, Emirhan Esenkova
Dizlerim hep paramparça
(Tanıtım Bülteninden)
Tür: Şiir
Sayfa Sayısı: 184
Yayınevi: Kolektif Kitap
14. “Zift”, İsahag Uygar Eskiciyan
(Tanıtım Bülteninden)
Tür: Roman
Sayfa Sayısı: 168
Yayınevi: Sel Yayıncılık
15. “4 Hane 1 Teslim”, Eyüp Aygün Tayşir
“İnsan babasını sırf babası olduğu için sevmek zorunda mıdır?” Nalân bağırıyor oğluna, şaşkın ve öfkeli, “Hâlâ utanmadan baba diyorsun o şerefsize!”
4 Hane 1 Teslim babalar ve oğullarının, anneler ve kızlarının, sersefillerin, arafta kalanların, hayallerinden uzağa düşenlerin romanı… Haneler, aileler… Dualar ve beddualar… Eyüp Aygün Tayşir, efsunlu bir dilin maharetli yazarı… Yeni ve geleneği bilen… İlk roman.
(Tanıtım Bülteninden)
Tür: Roman
Sayfa Sayısı: 404
Yayınevi: İletişim Yayıncılık
16. “Kibrit Ev”, Murat S. Dural
“Mumun ışığını anlamlı kılan o karanlıktır. Tam da o aydınlattığı karanlıktır…” dedi. “Kapıyı aç ve karanlığa bak…”
Murat S. Dural, ilk öykü kitabı Kibrit Ev’de karanlık tarafımıza ait gerçeklere ışık tutuyor; evlerimizdeki karanlık ile içimizdeki ışığa ait öyküler anlatıyor. Masum, sıradan insanlar ile korkunç, yabani canavarları modern zamanların terazisine koyuyor.
Kibrit Ev, taşranın mistik toprakları, plazaların kalabalık ama yalnız hissettiren dünyaları, ikili ilişkilerin görünmeyen boyutlarına dair, tekinsiz bir arkeoloji kazısı gibi adeta. Geçmiş, geçmişte mi kalmalı yoksa bir hayalet gibi karşımıza mı dikilmeli? Dural’ın öyküleri ruhumuzun labirentlerinde dolaşmak için bir yolculuğa davet ediyor bizi ve şunu soruyor: “Mum musun karanlık mı?”
(Tanıtım Bülteninden)
Tür: Öykü
Sayfa Sayısı: 240
Yayınevi: İthaki Yayınları
17. “Cin Aynası”, Ercan Kesal
(…)
Galeano’dan ilham alırsam; birlikte kurtulmak için ve yeniden buluşabilmeyi ümit ettiğim için yazıyorum. Kederlerimi, iç sıkıntılarımı ve başkalarında da fark ettiğim acıları anlatmak için yazıyorum. Kendime acı vereni açıklamak, içimde büyüyen sevinci ve coşkuyu da hemen paylaşmak için yazıyorum.
(…)
Sokaktan duyduğum cümleleri ‘cesaret ve kehanetle bezeyip yeniden asıl sahiplerine gönderdiğimde’ onlardan gelecek işaretin merakıyla yazıyorum.” Ercan Kesal “kendi kendimizle derdimizin” sır kâtipliğini yapıyor. Peri Gazozu kitabının izinde, insan halleri üzerine sohbet ediyor okuruyla. Ahlâkın “utanmayı bilmek” demek olduğunu bilerek, “çocuk aklının” safiyetini severek, rüyalarını kalbine sorarak… Ölüm, zulüm, acı, kötülük üzerine… Direnmek, insan onuru, devrimci inat üzerine… “Adamı adam eden analar” üzerine… İyilik, güzellik, çocuklar, insanlık ve sinema üzerine yazılar. Kederli ve yine de ümitli.
(Tanıtım Bülteninden)
Tür: Deneme
Sayfa Sayısı: 292
Yayınevi: İletişim Yayıncılık
18. “Ne Yapabilirim? Geleceğe Kartpostallar”, Gündüz Vassaf
Böl-yönet düzeninde
Birey yüceltilip bencilleştirilirken,
Aidiyetlerimizin gönüllü köleleri,
Belirlenmiş seçeneklerin kalebentleriyiz.
Her gün yeni felaket haberiyle uyanıyorum.
Ne yapabilirim?
Vicdanın sızlarken sen ne yapabilirsin?
Biz ne yapabiliriz?
Gündüz Vassaf, Ne Yapabilirim? Geleceğe Kartpostallar’da bir harekete, örgüte, partiye, hatta ideolojiye bağlı olmayanlara sesleniyor. Kötümserliğe kapılıp edilgenleşmeye, değişimin ertelenmesine, değişimi kendimizden başka yerlerde aramaya karşı çıkıyor. Okurunu, çaresiz çırpınışlarda tükenmeden “ne yapabilirim”i düşünmeye davet ederek yeni bir yaşam ahlâkını tartışmaya açıyor…
“Düş gücünün avukatı” Gündüz Vassaf’tan barışa, özgürlüğe, haksızlıkları vurgulamaya, düşlemeye, değişime, birlikteliğe, geleceğe dair şiirsel bir kitap…
Rüyalarımız, her yerde, her koşulda. Darwin’in eksiği, evrim teorisinde umuda yer vermemiş olması. İnsandan başka yarını yaşayan tür var mı?
(Tanıtım Bülteninden)
Tür: Deneme
Sayfa Sayısı: 287
Yayınevi: İletişim Yayıncılık
19. “Belki Yarın”, Jale Sancak
(Tanıtım Bülteninden)
Tür: Öykü
Sayfa Sayısı: 96
Yayınevi: Hep Kitap
20. “Geceyle Bir”, Süreyya Aylin Antmen
Saçlarının gizi o altın geceyi,
Bahar ballarına uyarak döneceğim sonra
Kayıtsız uçurumlarca bölünmüş bu bölgelerden,
Yeniden sana, bir tek sana:
Gecenin isteğiyle,
Geceyle bir.”
(Tanıtım Bülteninden)
Tür: Şiir
Sayfa Sayısı: 72
Yayınevi: Ve Yayınevi
21. “Sakın Oraya Gitme”, Yekta Kopan
Orada tedirgin ruhlar var.
Orada tekinsiz anılar var.
Orada korku, yılgınlık, ölüm var. Özgürlüğüne kastedenler, vicdanına zulmedenler var.
Perdenin ardındakilerle yüzleşmeye cesareti olmayanlar haykırmaya devam edecekler: Sakın oraya gitme!
Yekta Kopan, “Sakın!” diyenlere inat, belleğimizin en karanlık ormanlarına dalıyor.
Böylesi bir macerada öykülerden daha iyi ne aydınlatabilir ki yolumuzu…
İçimde bir şey koptu, koptuğunu hissedebiliyordum, bir şeyler çalkalanıp yükseldi içimden. Deniz kenarında oradan oraya savrulan bir taş kadar özgür olamayan ruhlarımıza üzüldüm. Doğanın muhteşem dengesine çomak sokmaktan zevk alan birilerinin ayak işlerinde geçen ömrümüze üzüldüm. “Bu kadar zor olmamalı özgürlük!” Vidalı kapağı iki tur çevirip mazotun kalanını kafama diktim. Ruhumun bedenimden ayrılıp günbatımına gitmesine izin verdim. Uzandım. Gözlerimi kapadım. Artık tanımadığım bir sesle mırıldandım:
“Seni senden başka kim özgürleştirebilir ki?”
(Tanıtım Bülteninden)
Tür: Öykü
Sayfa Sayısı: 136
Yayınevi: Can Yayınları
22. “Güneşdil-Canto CXVIII”, Can Alkor
Anlamı yok sormanın, Paleologos, hangimiz
kaybettik diye: Seni yargılayan harf
benim alnımı da imlemiş. Duyar gibiydim
yalvardığını kullarımın…
“Neye yarar cin kovmak, sağaltmak cüzzamlıyı,
dirilmek ölülerle?
Büyük Ayartıcı, hayır, girdiğin kılıkların hiçbiri
korkunç değil
kendi yargıcımızla aklanışımız kadar:
Başkaları seçiyor, gaspediyor. Başkaları tarih
yapıyor: Bizler sorumlu değildik balçığımızdan…
Anımsayın, bir an durup, her köşeye pusu kurmuş o
masum saldırganı,
susturamadığımız o ses, nasıl da bağırır müstehcen
imgeleri önünde cürmün ‘Bir daha vur!’ diye;
anımsayın, nasıl sinmiş korkaklığımız, ne güzel
bahaneler fısıldamış, ne soylu amaçlar, uyutabilmek
için (birileri ağlıyorken) utancımızı.
(Tanıtım Bülteninden)
Tür: Şiir
Sayfa Sayısı: 79
Yayınevi: Norgunk Yayıncılık
23. “Barış Makinesi”, Özgür Mumcu
‘Barış makinesi evvela sinirlere, ruhlara, zihinlere tesir edecek, böylece harp makinelerine el sürmek kimsenin aklından dahi geçmeyecek.
Krallar, sultanlar, kraliçeler, tiranlar defedildikten sonra, bütün devletlerde ahali söz sahibi olacak.
İşte o gün bir makine dünyaya barışı getirecek.’
Mıknatıs dağının gölgesinde hür irade ve kaderin işbirliğiyle tanışan Arif Bey, Mösyö Pierre. Bir tekerlemenin tekerinde dünyayı kateden bitirim yetim Celal.
Aşk müptelası Dragan.
Duru zekâsı ve keskin güzelliğiyle Céline.
Sahir, Jean, Mösyö Komiser ve biz, hepimiz…
Filozoflar ve kâtipler, kibar hanımlar, mihraceler ve esirler, ateşi icat edenlerle atomu parçalayacak olanlar, ölülerini gömmeyi ilk akıl edenlerle İskenderiye Kütüphanesi’ni yakanlar, hiç aşı olmamışlar, bakirler ve seferlerde iskorbütten ölmüşler, bir geyiğin avına gidip de hiç dönmemişler…
Özgür Mumcu’dan topraklarımızda başlayıp sınır ötesine uzanan, tam zamanında bir ilk roman.
Barış Makinesi.
(Tanıtım Bülteninden)
Tür: Roman
Sayfa Sayısı: 192
Yayınevi: April Yayıncılık
24. “Fakir Kene”, Birhan Keskin
Buraya bir ayna koydum arada önüne geç bak; sen şahane bir
okursun. Mesai saatlerinde çaktırmadan şiir okursun. N’olcak ki,
bırak patronlar seni kovsun!
Burada bir tutam sabır var. Kendiminkinden kopardım bir parça,
(bende çok boldur) lazım oldukça ya sabır ya sabır, dokunursun.
(Tanıtım Bülteninden)
Tür: Şiir
Sayfa Sayısı: 80
Yayınevi: Metis Yayıncılık
25. “Yolun Başı”, Ali Lidar
Atlar kusuyordu böğrüme ben mavi deyip duruyordum
İyiydik perişanlığa rağmen olabildiğince mağrurduk
Niye kışkırttın tabiatı ırmakları baştan çıkarttın
Gel anlat şimdi kölelikten kurtulmanın asaletini!
Omurlarım ağrıyor bak düşün omur ağrısı ne demek
Omurların ağrıması bu yükü taşıyamıyorum demek
Kedilerine trip yap artık derdini ev arkadaşlarına anlat
Uğurlarken beni sakın dönme diyordun ya geri
Unuttuğun bir şey vardı geçmişti dönmeler mevsimi!”
Ali Lidar zamanı geriye sarıp geçmişe bir selam çakıyor. Unuttuklarımızı hatırlatıyor, özlediklerimizi, yaşlı evimizin avlusunu, eski sevgilinin kokusunu…
Gökyüzündeki melek yere inerken annemiz çay demliyor.
Çocukluğumuz, kaybettiklerimiz, dertlerimiz yanı başımızda. Hayatımız pamuk ipliğine bağlı olsa da yolun başındayız, Yolun Başı’nda…
(Tanıtım Bülteninden)
Tür: Şiir
Sayfa Sayısı: 112
Yayınevi: İthaki Yayınları
26. “Gerçek Hesap Bu!”, Nejat İşler
(Tanıtım Bülteninden)
Tür: Anı
Sayfa Sayısı: 184
Yayınevi: Can Yayınları
27. “Üşümüş Kuşlar”, Neşe Yaşın
(Tanıtım Bülteninden)
Tür: Şiir
Sayfa Sayısı: 128
Yayınevi: Ayrıntı Yayınları
28. “Loyelow”, Deniz Gül
“Akabinde her şey Rus Edebiyatında olduğu gibi gelişti. Babalarını öldüren, kadife karanfilli oğlanlar belirdi, Karanfillerini ateşe attılar. Karanfil koktu her yer.”
(Tanıtım Bülteninden)
Tür: Anlatı
Sayfa Sayısı: 125
Yayınevi: Norgunk Yayıncılık
29. “Dün Gece Çok Gençtim”, Onur Akyıl
Gittikçe canlanan öykücülüğümüzün yeni ve dikkat çekici isimlerinden biri de Onur Akyıl. Dün Gece Çok Gençtim’i okuyunca göreceksiniz; onun kahramanları, yaşadığımız kentlerin ara sokaklarında her gün gördüğümüz genç, dünya kadar sorunla boğuşan insanlar. İç dünyaları da, yaşadıkları güçlükler de alabildiğine tanıdık. Ama yine de yaşama sevinciyle, şiirle dolular. Onur Akyıl güçlü, lirik bir anlatım yakalamış. Güncel politik sorunlara değinmekten, sivri dilini kullanmaktan da çekinmemiş.
(Tanıtım Bülteninden)
Tür: Öykü
Sayfa Sayısı: 96
Yayınevi: Can Yayınları
30. “Akova Alev Alev”, Murat Taş
(Tanıtım Bülteninden)
Tür: Roman
Sayfa Sayısı: 272
Yayınevi: Nota Bene Yayınları