BİRDEN BİRE (BÜTÜNÜYLE)
onu severken yazardı
sevmezken gitmezdi eli kaleme
nicedir küskündü saman kağıtlarına
çok çabuk yandılar
çok çabuk söndüler
çok çabuk yırtıldılar
gönlünün bir köşesinde
sessiz bir çığlık gibi
duyulmadı sesleri
yok olup gittiler
(yok olmak nasıl bir şeydi?)
balkondan atladı belki şiirleri
birinci kattan yere vurulunca ölmezdi hisleri
kırılırdı kemikleri, bütünüyle
kırılmıştı zaten eskiden
çok kere / (kime göre?)
yükseğe çıkmalıydı, daha da yükseğe
vurulunca yere birden bire
parçalanmalıydı her şey
TUZla BUZ olmalıydılar
TUZla BUZ kadar yasaktılar
birbirlerinin gözlerinde
yasaklamışsa birileri ölümü
çekip gitmek gerekirdi bütünüyle
yukarıdan aşağıya, en dibe, daha da dibe
OKAN YILMAZ