“Aklım almıyor? İnsanlar geçmişte nasıl fütursuzca ürüyorlarmış? Çocuk yapmak için bir spermle bir yumurtanın yeterliliğine inanmak ne saçma şey? Allah’tan atalarımız bu gidişata bir dur demişler.” dedi sekreter hemşireye. Bir yandan da bakışlarını kendisini dinleme ihtimali olan anne-baba aday adaylarından kaçırarak, sıradaki ismi ilgisizce anons etti. Upuzun koridorun ucundaki pencerelerden yağan karı görebiliyordu Yekta. Duvarlar boyunca dizili sandalyelerde oturan bir sürü insan vardı.Artık psikoloji, hastanelerin en yoğun departmanı olmuştu.Sıradakilerin çoğu, dışarıdaki havanın aksine sanki güneşle burun burunaymışçasına terliyordu. Herkesin kulakları sekreterdeydi ama dudakları 100.kez tekrar ettikleri dualarla kıpır kıpırdı. Anne-baba aday adayı oldukları belliydi.Az önceki sahne zaten tavanda olan gerginliklerini iyice arttırmıştı. Psikoloğun odasından çıkan kadının omuzları düşmüş,gözleri yaşlarla doluydu.Ağır adımlarla karlı pencerelere doğru ilerleyip sağa döndü ve gözden kayboldu. Kimse kadının ne hastası olduğunu bilmiyordu ama damdan düşenin halini damdan düşen anlıyordu. Çıkan psikolojik sorun her neyse tedavi olana kadar ebeveyn olamayacaktı. Kim bilir belki bu kaçıncı başvurusuydu. Belki de ilkti ama çok heveslenmişti.Zaten EYS, ilk denemede genellikle geçilemeyen ama düzenli bir tedavi ile mutlu sona ulaşılan bir yoldu.
EYS (Ebeveynlik Yeterlilik Süreci); çoktan seçmeli 3-5 sorudan oluşan ve sorunu bulmaya yönelik değil de sadece yapılmış olması gerektiği için yapılan eski testler gibi değildi. İşinin ehli kişilerce yürütülen başarılı bir psikolojik değerlendirme sistemiydi.Devletin her bireyinin belli aralıklarla girdiği ve hastalığına göre tedavi edildiği halihazırdaki psikolojik değerlendirmeler, ebeveynlik söz konusu olduğunda sadece daha detaylı ve dikkatli yapılıyordu.Kadının durumu herkesi germiş olsa da Yekta rahatlamıştı. Başka birinin acısını düşünmek kendi gerginliğini biraz da olsa almıştı.En azından dikkati dağılmıştı. Tekrar tekrar süreci düşünüyordu. Çocuk sahibi olmayı düşünmediği zamanlar bir sorunu yoktu sistemle hatta mantıklı tabi diyerek ortamlarda savunurdu ama gel gör ki iş kendisine gelince, aslında fazla abartılıyor demeye başlamıştı.Hayatının kadınıyla tanışmıştı ve birbirlerine olan sevgileri onları ebeveyn olma isteğinin eşiğine getirdi. Selin harika bir kadındı. Mükemmel bir eşti ve mükemmel bir anne olacaktı. EYS’den ilk seferde elde ettiği büyük başarı da “Açılın yoldan bir ebeveyn geliyor” diye avaz avaz bağırmak değil miydi zaten? Derin bir iç çekerek “Ne stresmiş ama arkadaş!” dedi kendi kendine. Sesli söylemiş olmalıydı ki yanında oturan 30’lu yaşlardaki kadın, bir an gayri ihtiyari ona baktı. Sakin ve kendinden emin görünüyordu.Yekta, göz ucuyla kadının elindeki hasta dosyasına baktı. Kadın pedofili hastası yani pedofildi. Yekta yüzünü buruşturmak yerine onu haberlerde değil de hastane koridorunda görmüş olmanın verdiği huzuru hissetti.
Bu zamana kadar, toplum olarak -tüm toplum olmasa da çoğunlukla- psikolojik hastalıkları safi kişinin hatasıymış gibi görme eğiliminde olmuşlardı. Yıllar süren,birçok belirti vermesine rağmen gözardı edilen hastalıklar da en sonunda suçlara dönüşmüştü.Herkes; zarar gören masum kişiler için birkaç ah vah’tan sonra, vicdanının kendisine verdiği ferahlama yetkisine dayanarak kendince konuyu kapatıyordu ama hiç kimse acaba demiyordu. Acaba hastalığı tespit ve tedavi edilse bu suça yönelecek miydi? Mental olarak rahatsız birinin, karnı ağrıyan biri gibi kolaylıkla hastalığının farkına varıp doktora gitmesini beklemek absürt değil miydi? İşte bu yeni sağlık politikası konusunda hem Yekta hem de toplum hala gelgitler yaşıyor olsa da suç oranlarındaki düşüş yadsınamazdı. Göz ucuyla bakınma işini abartan Yekta, kadın tarafından fark edildiğini görünce hemen karşıdaki televizyona odaklandı ve herkesin artık görmekten bıktığı o tanıtım filmini milyonuncu kez izlemeye başladı.Konuşan kadın samimiyetsizliğini ve tebessümünü gayet iyi harmanlamıştı. Üzerindeki turkuaz döpiyesle ise oldukça şık görünüyordu.
“Sevgili ebeveyn aday adayları!
Öncelikle size neden bu şekilde hitap ettiğimizi açıklamak isteriz. Hepiniz şu an ebeveyn aday adayısınız. EYS’de başarılı olmak sizi ebeveyn adaylığına taşıyacak ve eğer biyolojik olarak elverişli iseniz ebeveyn olmak için önünüzde hiçbir engel kalmayacak.
Hepimiz biliyoruz ki üremek her ne kadar bir varlığa canlı demek için gereken şartlardan biri olmasa da canlıların içgüdüsel olarak sıklıkla yöneldiği bir eylem. Sonucunda ise gelecek nesillerin inşası gibi uzun ve çok dikkat isteyen bir süreç başlıyor.Başarının sağlanabilmesi için bu süreç şüphesiz, psikolojik olarak sağlıklı ebeveynlerin idaresinde olmalıdır.
İşte EYS tam olarak bunu karşılamak için var. Her ne kadar bazı kesimler sürecimizi insan haklarına ve özgürlüklerine aykırı olarak görse de biz inanıyoruz ki psikolojik olarak hasta bir ebeveyn ile yetişen bir birey, psikolojik olarak hasta bir ebeveyn adayıdır ve bu döngü bu şekilde ilerlerse eski çarpık düzene geri döneriz.
Tüm ebeveyn aday adaylarına başarılar diliyorum!