Biri var bende. İşte tam içimde. Göremiyor musunuz sol tarafımda, benimle birlikte yaşıyor. Hala mı göremediniz? İnanırım. Bir var bir yok çünkü. Gitmiştir yine bir yerlere. Elbet görürsünüz sizde bir gün bir yerde.
O benimleyken huzurlu oluyorum, korkmuyorum hiç kimseden. O benimleyken hayallerle yaşıyorum. Hayallerimi gerçekleştirirken elimden tutan sadece o olacak biliyorum, bu yüzden her gidişinde onu “ bekliyorum “ .
Hayatımın neresinde, hangi sıfatta, neden benimle bilmiyorum. Bir sabah gözlerimi açtığımda artık hayatımın onun ekseninde döndüğünü fark ettim. Bir anda varlığını sol yanımda hissettim. Bir süre anlamlandıramadım, ürktüm. Kaçtım ondan. Keşke hep kaçsaydım çünkü o beni kendi eksenine aldığında artık onsuz yapamayacağımı fark ettim. Hayallerin onsuz anlamsızlaşacağını fark ettim. Her aynaya baktığımda onu görmeye başladım, artık daha sık bakar oldum aynalara. Soranlara bir yansımam var dedim. Sığındığım bir liman var dedim. Her ulu ağacım dediğim beni terk etti ona asla ulu ağacım demedim, diyemedim. Zaten her zaman sırtımı ona yaslayamazdım da. Dedim ya bir vardı bir yoktu aslında. Sığınacak limanı her zaman bulamazsın, ona ulaşmak zordur. Bu yüzden sığınacak limandı o. Belki de bir masaldı hayatımda. Belki ne yapmam gerektiğini söyleyen bir yardımcı. Ama belkiydi. Hiçbir zaman kesinlik belirtisi olmadan hayatımdaydı. Hayatımdaydı diyorum ya belki de hiçbir zaman hayatımda olmadı. Evet, böyle çelişkiliydi onun varlığı.
Çelişkisini seviyordum onun, yalnızlığını seviyordum, yalnızlığıma ortak oluşunu seviyordum. Hayatlarımız farklı boyutlardayken, farklı konulardan aynı şeyleri hissettiğimiz için onu seviyordum. Cümlelerimiz birbirine benziyordu. Yaşadıklarımız birbirine benziyordu. Olduklarımız ve olmak istediklerimiz birbirine benziyordu. Ama tutarsızdı işte. Bir anda silebilirdi her şeyi, ben yapamam ya onun yaptığını; nasıl bu kadar acımasız olduğunu düşünür olmuştum. Ona ihtiyacım olduğunu nasıl olurda göremez diye sorar olmuşum gördüğüm herkese. Bir tek ona soramamışım, bilirim cevabını çünkü. Korkarım o cevabı almaktan. Bugün, bu yazıyı yazarken de yok hayatımda. Yine gitti bir yerlere. Ne zaman döner bilmiyorum, belki yıllarca gelmez, belki de onsuz aldığım birkaç nefes sonra gelecek. Bildiğim bir şey var ama gerçekten ona ihtiyacım olduğunda onun eli her zaman omzumda olacak.
Yavaş yavaş delirdiğimi düşünüyorsunuz. Hayır, ben delirmedim. Asıl deli olan sizsiniz. Samimiyetsiz, gereksiz insanları hayatınıza alıp sonra da onlar için acı çekiyorsunuz. Bense yansımam olduğunu düşündüğüm, beklemeye gerçekten değecek olan ve bir gün mutlaka bir daha gitmemek üzere gelecek olanı sevmekle meşgulüm. Onun kim olduğunu bilmiyorsunuz. Aslında bende bilmiyorum. Çünkü bilirsem dayanamam herkese anlatırım. Büyüsü kaybolur. Bir daha gelmez. Bu yüzden kendimden de saklıyorum. Ona bu yüzden ulaşamıyorum.
Ve bir gün o bir daha gitmemek üzere geldiğinde, benimle birlikte hepiniz onun aslında kim olduğunu öğreneceksiniz. O güne kadar sessiz olun. “ Huzur “ a ulaşmanın sessizliği bu.
Şşşş, sessiz ol, daha fazla konuşup onun gelmesini geciktiremem.
Sen; eğer gecikirsen nefesim tükenir, her şey için çok geç olur o yüzden çok bekletmeden gel.
İstanbul”u sevdiğim gibi; Seni seviyorum, nefesim yettiğince seni beklemeye hazırım sol yanım.
20.01.2013 // 11.17
Pazar