Aşk, sevgi, özlem, hasret, kadın, erkek… Romeo ile Juliet, Leyla ile Mecnun, Ferhat ile Şirin… hep böyle ‘masallar’ duyduk, böyle masallarla büyüdük lakin klişe bir laf vardır; hayat toz pembe değil. Gerçekten de öyle, her şey bunlardan ibaret değil ancak masallarda olur bu tür hayatlar. Yoksa kimsenin sadece bir başkası için dağları deldiği ya da mecnun olduğu yok. Hep başka nedenler vardır… Biz özellikle gençlik yıllarımızda gözardı ederiz bu gerçekleri. Kimimiz gerçekten bilmez kimimizse sadece bilmiyormuş gibi yaşar. Sonra gün gelip rüyadan uyanınca duvara çarpmış gibi olur, nefes alamaz insan lakin bu “hayatın gerçekleri”. Artık biliyorsun ve kendine itiraf edebiliyorsundur, pembe silinmiştir takılan gözlüklerden, bir perde daha kalkmıştır gözlerden. Hayatı biraz daha olduğu gibi görmeye başlamışsındır fakat bu acı verir. Alışamaz gözlerin hayatı böylesine çıplaklığıyla görmeye, yanar, kızarır hatta yaşarır. Ve anlarsın ki gerçekleri bilmek acı verir…
Yazının aslı ve daha fazlası için; http://birdamlafikir.blogspot.com.tr/2014/11/bilmek-ac-verir.html