Adamın elleri büyük ve güçlüydü. Tıpkı kalbi gibi. Fakat o kalp ne kadar güçlü olursa olsun tek zaafı sevdiği kadındı. Sevdiği kadın geldi, güçlendirdi. Sonrasında paramparça edip gitti. Artık adam güçsüz. Artık adam kırılgan. Kadın öyle güzel gitti ki adamın hiç birşeye güveni kalmadı. Ağaçlara bile. Herkes uyuduğunda ağaçların simsiyah olduğunu düşünmeye başladı. Yeşillik yok artık onun için. Herşey siyah ve karanlık.
Kadının elleri küçük ve güçsüzdü. Tıpkı kalbi gibi. En ufak şeyde kırılırdı. Adam elinden geleni yaptı. Hatta onun kalbine bişey olmasın diye kendi kalbinden pay verdi. Kadın anlamadı. Adam iki kalp içinde uğraşırken kadının tek derdi kendi kalbiydi. Adam uğraştı, çabaladı. Yenildi adam. Tek zaafına yenik düştü.
Adamın kalbi büyük ve güçlüydü. İki kişilik severdi bu yüzden de. Kadın tek başına kendi kalbinde yandı. Adam hem kendi kalbinde yandı hem sevdiği kadının kalbinde.
Adam fedakarlık yapmaktan, gelsin diye beklemekten, yoruldu. Güçsüz düştü. Artık hiç bişey yapacak hali kalmadı adamın. Adam artık beklemiyor bile. Kadın, adam için vazgeçtikleri kadar özgür artık.
Gelmesini de beklemiyor gitmesini de. Artık adam için hiçbir şeyin önemi yok. Kadın öyle birşey yapmalı ki artık, adam yeniden güvenmeli. Gitmez diyebilmeli. Kadın gitti, adam bitti.
Sevmek diyince, kadın da kalmalı adam da. Yoksa bunun adı sevmek değil heves olur. Adam öyle güzel sevdi ki, herşeye rağmen gidemiyor. Seven insan gidemez. Sevgi bitmezmiş. Kadının hevesi bitti. Adamın sevgisi bitmedi.
Adamın artık sesini kimse duymaz oldu. Kendi konuşup kendi duyuyor artık. Onu sadece kağıtlar dinliyor. Onların da bişeyden anladığı yok zaten.
Kadın ağlayarak söyledi sevdiğini, adam haykırarak söyledi. Gözyaşları içinde damlalar halinde büyüdü. Artık o damlalar birer göl oldu. Adam o gölün içinde boğuluyor.
Nazım Hikmet sevmez insanlar. Neden biliyo musunuz? Çünkü en güzel o sever, o anlatır. Gerçekleri söyler, sevmez kimse. O adam, en güzel o sever.
Yazılarımı sevmenden midir bilmem, habire yazıyorum. Hiç durmadan yazıyorum. Bir günde 2 bölümlük yazıyorum. Sayfalarca bıkmadan usanmadan anlatıyorum. Yağmurun soğuk taneleri her yüzüme değdiğinde ölüme yaklaşıyor gibi hissediyorum kendimi. Soğuğa alış ki, cehennem azabında daha fazla acı çek der gibi.. Dünyanın cehennemi senin bitti kelimendeydi. Bitti dedin, cehennem alevleri yükseldi kalbimde.
Son mesajımda son cümlem, “Beni güzel hatırla” idi. Beni güzel hatırla sevdiğim. Arkamdan deme sevmedi diye. Seni en güzel ben severim.
Gelsen olduğum bir yere, özledim diyip sarılsan. Sarılsan, unuturum herşeyi. Derim ki; Bu kız benim. Bu kız benim kaderim. Özledim, gel Yarim.
Sevgine inancım kalmadı benim. İki seven kalp ayrı kalır mı? Kalsaydı Ferhat delmezdi dağları Şirin için. Bazı hatalar o kadar güzeldir ki, herşeye rağmen tekrar tekrar yapmak ister insan. Sen en güzel hatamsın.