İstanbul’um ben.
Kilometrelerince uzağım senden, ve üstelik
Sokaklarımda fahişeler ölüyor.
Gece yarısı bir hiç uğruna!
Bir hiç…
Birbirini vuruyor insanlar.
Kaldırımlarımda kan, kir, is, pas!
İstanbul’um ben.
Kendi içimde kalabalık, herkes saygısız
Fütursuzca yaşıyoruz, yaşamaksa bu
Neyin uğruna sürünürcesine her sabah
Yataklarımız terli, tenlerimizde izlerimiz
Hepimiz farklı farklı grileriz!
Ben İstanbul’um.
Benim göğüm bulutlu.
Tam içimden bir deniz geçiyor, mazotlu.
Betonlarla sarılı bedenim, bana sorsan en güzel benim!
Davulun tokmağını vursan yollarıma,
Sesim ancak yanından hoş gelir kulağa…
Ben İstanbul’um.
Sen ayak basılmamış bir sahil, dokunulmamış kar küresi
Beni sallasan sen dökülür yere,
Bomboş içim, anlamsız ötekinin tekiyim.
Seni sorsam kuşlar öter, renkler güler
Güneş doğar, her yer güzel!
Burada martılar sadece simit yer.
Ben İstanbul’um.
Gün gün artıyor ıssızlığım, çoğalıyorum
Birbirine karışıyor şu insan seli
Binalar büyütüyorum avuçlarımda,
Binalarda doğuyor insanlarım
Sokaklarda ölüyorlar
Sokaklarımda, ölüyoruz
Ölüyoruz…
Ben İstanbul’um
Yeşili öldürüyorum, maviyi öldürüyorum
Yangınlar çıkıyor, yangınlar söndürüyorum
Maskeler düşüyor, maskeler yaratıyorum
Çatışmalar eksik olmuyor kollarımda,
Direniyorum Taksim meydanında
Kadıköy’de Boğa’da.
Sahile karşı balık ekmek yiyorum
Galata’da merdivenlere devriliyorum.
Ben İstanbul’um.
Göz alabildiğince uzağım senden
Şatafatlıyım, parlak ışıklıyım
En koyu karanlığı herkesten saklarım.
Mesela, bir şehirden fazlası değilim ben
Sen bulutlarca güzelsin
Özgürlük kokuyorsun…
Bir mahkumiyetten kaçar gibi tutmam ellerini,
Sırf bu yüzden…
Bu yüzden dolanırım saç tellerinde saatlerce
Her bir parçasını çehrenin, parmak uçlarıma kazırım
Ve ne vakit çarpışsa ruhlarımız bir yerlerde
Bende depremler kopar, çocuklar ağlar…
Ben İstanbul’um.
Ya sen ?
Umut Köksal 10.9.2014
Fotoğraf: Mete Başkoçak