Ve ben henüz 21 yaşındayken bu kısacık ömrüme bir çok gözyaşı sığdırdım…Her defasında yenildim.işte şimdi ölüm bir nefes kadar uzağımda ve ne kadar da kandırmaya yakın güçsüz bedenimi Bir o kadar da çok yakıyor canımı. Peki ya boğazımda düğüm düğüm olan kelimeler? Her gün her defasında vermiyor mu ölüm kararımı ? Ölümün kıyısında bir yerlere takılıyor gözüm. Derin bir okyanus maviliğinde mutluluğun girdabina boğuluyorum. Öylece bakakalıyorum tavan arasındaki yalnızlıklara. Ardı ardına ölüm anımın fotoğrafları geçiyor gözümün önünden. Ellerime bakıyorum. O zaman görüyorum parmaklarıma bulaşmış kanı. O anda hissediyorum öldüğümü.Kanın benim kanım olduğunu. Hiçbir şey yapmıyorum..Herhangi bir müdahale falan istemiyorum. Okyanusun derinliğine bırakıyorum kendimi.
O anda bir gülümsemek geliyor içimden. Beni terk etmeyen bir ben var sanırım içimde. Ama onu göremiyorum. Bir kadının ağlayışı geliyor kulağıma uzaktan. Çok geçmeden tanıyorum. Annemin sesi bu. Oğlunu böyle görmek istemez hiçbir anne. Koşuyorum anneme sarılıyorum. O an ağlama anne oğlun burada diyorum. Annem beni duymuyor. Annem neden ağlıyor ben buradayım? Herkeste burada. Tek tek sarılıyorum hepsine. Ama onlar bana sarılmıyor.Gözyaşları dev bir dalga olup beni ait olduğum yere götürüyor Okyanusa.. O anda yüzümü hissediyorum yanaklarım ıslak. Elimle silemiyorum ellerim kanlı silecek hiçbir şeyde yok. Öylece bekliyorum kurumasını. Ağlarken bile içime ağlıyorum. Yanaklarımın ıslaklığı ele veriyor ağlamışlığımı. Annem de böyle ağlardı benim. Çoğu zaman anlamazdım agladığını ya da üzülmesin diye anlamamış gibi yapardım. Simdi ben ağlıyorum anne. Neden yoksun burada anne neden ?
Ve ben henüz 21 yaşındayken bu kısacık ömrüme bir çok gözyaşı sığdırdım..
Şimdi ölüyorum…