Bir gözyaşı akıyor önce. Belli belirsiz bir yerden, içi boş, dışı rengarenk olan bir yerden. Sonra yükseliyor sesler. Çok fazla. Dur durak bilmiyorcasına. Sessiz bir adımın telaşesi yansıyor gözlerde. Gözyaşı öncede takılı kalmış. Ve halen öncesinde yükselmeye devam etmekte o sesler. Devam ediyor evet. Halen devam ediyor. Hep devam edecek. Baksana bi? Öncede değil miyiz biz? Bir gözyaşında yüzmüyor muyuz hepimiz? Yirmi yaşında bir genç kızın gözyaşında yüzmüyor muyuz? Ya da dur! 17? Bu normal di mi? Peki dört yaşındaki bir kızın gözyaşı? Peki dokuz aylık bir bebeğin ‘inga’ sesi? Tek sorun dışlanmışlık mı? Yoksulluk? Bu cevapları içi boş dışı rengarenk bir yer açıklıyor. Her an. Her saniye…
Baksana bi? Bana değil. Etrafa. Olan bitene. Bak.
1 comment
Etrafa bakınca görebildiğim şey gözyaşı, kan ve kin… Yazınız düşündürücü ve güzel.