Anneme bugün bi’ şey söylemek istemiyorum. Ona her şeyi söyledim zaten. Doğduğumu ben haber verdim mesela anneme. bunu yazarak söyledim, bir şiirle. anne dedim; ben bir kuşmuşum,…
Yediymiş yaşım çivit mavisi gözlerim. Denizmiş annemin adı, Babamın Ali. Öyle dediler televizyonda. Ben doğduğumda televizyondan veriyorlarmış adları. Pilli bir radyodan sordular soruları. Bir: Gözlerini hangi renk takım elbiseye…
Yüksek kaldırımlar. yedi yaşlarından beri topuklarımızı ponzaladığımız, bir-iki kitapçının önü. yeni bir sahaf. o kadar yeni. elimde liste, Beklediğim kadar uzun, yokuşun başı kadar eski kitaplar. harfler; uyumayıp işimi beklediğim…
Başımdan Aşağı Yağmur Döküldü Tutuşarak Yazmasam n’olur ki? Hiç. Yazsam ? Hiç. Bir hiç uğruna mı yazacağım? Puslu bir havada evinde otururken ablam yanına çağırdı, mutfağa. “Set Fire to The…
Uzun yürüyorum. Tek sırdaşım; ben yürüdükçe duruşu değişen omuzlarımı yasladığım, gözümün içine bakan gökyüzü. Bulutlar sakin uyuyor. Başka ve asil sahipleri var gökyüzünün; kuşlar. Aslında cansız Gökyüzü fakat “biz ona…
Yazarlarla konuşmayı seviyorum. Yazarın kaleminin ucunu incelttiği yerleri anlamak için kitapların orasını burasını kurcalamayı. Uzun uzun yazarın resmine bakmayı, hayal kurmayı. Niye o hikayenin içinde gezindiğimi de çok iyi bildiğim…
21 albümü ile tanıdım onu. İçinde 2 ve 1 in çokça geçtiği yıl çıkardı 21 albümünü, 2011. Bazı şeylerin yıllar içinde değiştiğini anlayarak ve anlatarak. Adele yılların değiştirdiklerini fotoğraf albümüne…
Yağmur damlalarından saçlarına kırkyama yaptım bugün. İlkbaharmış saçların. Biraz kirazlı çiçek, Biraz uğurlu böcek, Biraz pamuk şekerli bulut, Biraz umut. Yağmur damlalarından saçlarına kırkyama yaptım bugün. Sonbaharmış saçların.…
Seni ağlarken görmem lazım. Gözyaşının nereye aktığını. Tanımam lazım seni. Kucaklayanlara geri dur sesini kısmam. Gözlerini ağlarken görmem lazım. Nereye kaçırdığını. Kimin için ağladığını bilmem. Kara göz bebeğinin döndüğü rengi görmem lazım.…
Yağmur. Yağmur yağıyor. Şehirlerden bir şehre, şehrin yollarından birine düşmüş perişan, dizleri kanıyor. Yeterince yağdıysa, kalksa olmaz mı? Yokuşları evlere bakan bu şehrin yolları dar. Yeterince sıktıysa bitse olmaz mı?…