Yine simsiyah bir zifir kahvenin içine çok az süt koydu. Amaçsız olduğu kadar hırçın da. Evde köşeye oturur. Ve iğrenç konular açıp beni kendinden tiksindirmeye çalışırdı. Fakat tek başarılı olduğu nokta mutfak ile ilgili pek bir deneyimi yoktu. Her zaman kahve içer. asla ama asla yere tükürmezdi. Belki bu yüzden çevre konulu bir hikaye yazdım. Yere tükürmeyen kadınlar ilgili : sonra bir anda her şey ama her şey sanki yok oldu. Etraf iyice sakinleşti. en sevdiğin şeyi yapamaz değilde yapmak istemez hale geldin. Komşunun verdiği börekler, tatlılar,ikramlar artık lezzetli değildi. Sanki bir patlama olmuş her şey ama her şey yeniden yapılanmaya başlamıştı. Ben de o gün tam o saat ölmeye karar verdim. Çünkü benim ölümüm onun ölümünü engelleyecekse, ölmeye razıydım. Başlamalıydım. Ya son hikayemi yazacaktım. Ya da son intihar şiirimi, ben kitap okumayı seçtim. Fakat her kitap okuyan bilir ki! eğer kitap okuyorsan, baya da iştahlı halde yanında kahve ve sigaran olacak! sonra sigarayı kibritle yaktım. Kahvem aynı onun istediği gibiydi. o her zaman zifir kahvesi içerdi bende öyle içtim süt yok şeker yok. Sigarayı bir güzel tüttürmeye başladım. sigara öyle güzel, öyle tatlı, öyle bağazımı yakıyordu ki! kitabı ilk sayfada, içine ayraç koyup kapattım. Sigaram daha bitmemişti. kahvem ise ağzına kadar doluydu. Gözlerim doldu. Ama ağlamadım. Ağlamak istemedim. Şimdi o kapıdan gelse beni görse beni ağlarken görse ben ne yaparım. Masadan kalktım. Yukarı tavanda bir boşluk vardı. Oraya kancalı ipin başını soktum. Yere boydan boya ipi aşşağı doğru attım. Ben masaya oturup onu bekledim. VE gelmedi ve gelmeyecek ve gelmeyeceğini biliyorum. Ama olsun ben beklerim. Yine kahverengi gözlerle gelecek ya ben beklerim.