_______AFİLLİ YALNIZLIK______
Tek başıma akşam yemeğini yerken birden anlatmak istediğim tonlarca cümle olduğunu farkedip, bu cümlelerin boğazıma dizildiği an anladım ben yalnız olduğumu. Eve anahtarla girerim. Ne bir “Geldin mi?” sorusu ne bir selam. Sadece kalbimin derinliklerinde ince bir sızı oluşur yalnız hissettiğim o an. “Yalnızım ama dimdik ayaktayım ,kimselere ihtiyacım yok,” modundaki yalnızlığım çay tepsisi hazırlarken 1 bardak koyuyorum ya o zaman dank ediyor kafama.
Allah’a mahsus olduğu iddia edilen ama bazı insanlarda da görülebilen bu hadise birinin sizi sevebilme ihtimalini sevdiğinizde başınıza gelebilecek vahim durumlardan biri olarakta ele alınabilir.
Bu duyguyu hissetmemek üzere son ses açılmış televizyon , bağıra bağıra ağlarken bir çeşme gibi akan burun ve göz yalnızlığımın asıl kanıtıdır aslında.
Yalnızken kendini kendinle paylaşır , biraz katran rengi bulutlara bakarsın. “Acaba şu anda benim gibi olan var mı?” diye düşünürsün. Boynunu büker somurtarak mutlu insanları izlersin. Kafanı %30 derecelik açıyla düşürür , gözlerini kısarsın. Ufka dalarsın bir kaç saniye.
Kendini avrupa birliğinde İngilizce bilmeyen Ecevit gibi , fıkrasına gülünmeyen adam gibi hissedersin. Ama bilmezsin ki bir gün yatacağın mezarında da aynı bunları hissedeceksin.
Betül Navruz