Çaresiz ölümler yaşadım kendimle,
Bitmek tükenmek bilmeyen bu kadar çaresizliğin içinde.
Ve dur durak bilmeyen böbrek ağrılarıma sebep olan taşlar bile sendin.
Aklım sende kaldı, kalbim sende kaldı, böbreklerim bile sende kaldı.
Düşüremedim taşları.
Severim seni bilirsin,
Pişman olacak katilin, silahındaki rastgele oluşan tutukluk gibi.
Ne pişman olabildim, ne de tutukluk yaptı silahım.
Sen geldiğinde nasıl içimde patladı ise havai fişeklerim,
Bugün de mermiler dans ediyor organlarımın semalarında.
Affet beni, kaçamadım bir türlü,
1001 surat olup da kaybolamadım bu kocaman kentte.
Ellerim sende kaldı, yıllardır kesemedim sakallarımı,
Kıramadım o güzel hatırını, bir daha gelme dediğin için gelemedim.
Ayaklarım da beraber yürüdüğümüz yollarda kaldı, gidemedim.