Her ne kadar bir çok topluluk arasında bulunsam’ da. Kendimi hiç birine ait hissetmedim! Ne taraftar grupları nede siyasi partilerin halk kolları, dergahlar yada dernekler akılda hep karamsar düşünceler. Çemberin dışına çıkamıyorum fakat fakat, çizgimi bozmuyorum. İfade yolumu arayışım kimi zaman bir çoğuna yol açmak.
Aslımı unutmadım. Gelenek görenek, toplum kuralları, ülkenin yaşam biçimi ve bir çok konuya saygı duyuyorum vede duyuyoruz fakat bizim saygı duyduğumuz yadırgamadığımız, böyle gelip böyle gidecek dediğimiz insanlar bizi yadırgıyor bu bir gerçek.
İnsanın fikirleri belirli bir yaş dan sonra değişmiyor her ne kadar zorlasan da. Yanlış değil. Belli bir kesimin zihni bu yönde ilerliyor. Bu tarzda yaşamını sürdüren bireylere ” Kendini hasta eden topluluk ” ismini verdim. Dünyada gerileyen ülkelere bakıldığında eğitimde büyük aksaklıklar olduğu açıkça görülmektedir.
Bahsettiğim bireyler ise, özellikle büyük bir kesimi; Keyif verici maddeler ile kendini uyutmaktadır. Geri kalan bölümü ise Televizyon denilen aptal kutu ile hayatına yön vermektedir. Bahsettiğim kesim ülkenin tüm kuruluşlarında, topluluklarında yer almaktadır. Marka kıyafetler giyip pahalı saatler takar yada tek odalı bir evde ömrünün yarısı televizyon izlemek ile geçirir ve hayatına yön verir.